Murat ÇITAK
mcitak2023@hotmail.com
Türk(süz) Dış Politika ve Doğu Türkistan
09/04/2011

       İdeolojilerin tanımları değişmese de coğrayaya göre uygulanma şekilleri farklılık göstermektedir.Değişen coğrafyalara bakıldığında ise mutlaka siyasi ve ekonomik olarak zulüm altında olan ve kendi iradesini ellerinde tutamayan halkların bulunduğu coğrafyalar olduğu görülür.Bu görüşümüze dayanak olacak birçok yer bilinir ama söz konusu Türkiye olunca Türkiye Türkler’inin bu konuda ki yönlendirilmesi, maalesef bu coğrafyaların bilinmesini ve bilinsede gerekli sahiplenme güdüsünün oluşmamasını sağlamıştır..        

      Bu talihsiz coğrafyaların tüm dünyadaki öncülüğünü sanırım Doğu Türkistan yapar.M.Ö 200 ‘lü yıllardan itibaren 18.yy ‘ın ortalarına kadar onlarca bağımsız Türk devletine vatan olan Türkistan coğrafyası ne yazık ki 19 ve 20. Yy da renkleri ve tenleri farklı ancak ideolojileri aynı olan SSCB ve Kızıl Çin ‘in Komünizm baskısı altında ezilmiş ve bir olan Türkistan Doğu ve Batı diye ikiye ayrılmıştır.Günümüzde Batı Türkistan toprakları hala Rus etkisi devam etse de asli sahibi olan Türk Milletinin elindedir.(Kazakistan,Türkmenistan,Tacikistan.Kırgızistan.)             

         Doğu Türkistan’ın, ülkemizde de çoğu insan tarafından  özgürlük duayeni olarak bilinen Mao tarafından uğradığı zulüm ve soykırım,ölen bir hayvanın aranan hakları kadar insanımızın ilgisini çekmemektedir.Ülkemizde terörden hüküm giymiş hainin,Avrupa’dan gelen en düşük seviyede ki bürokratın hatta gazetelerin baş sayfalarına geçen mankenlerimizin yatak maceralarının bile değer olarak ardındadır Doğu Türkistan’da yaşanan zulüm.Çin’le son dönemde sınırsız yapılan ticaret potansiyelimi,küresel krizi ucuz Çin mallarıyla geçiştirme politikası mı bilinmez ama Türk Milleti belki de hiçbir döneminde bu denli bir iki yüzlü  dış politika ve millet olarak da bu kadar derin bir uyku  süreci yaşamamıştır.İçte Türk demenin bu denli tehlikeli olduğu bir süreci yaşarken dıştaki Türkler ile ilgilenmek siyasette ne denli ses getirir bilinmez ama Doğu Türkistan’da ki soydaşlarımızın çığlıklarını duymak ve dünya kamuoyunda duyurarak orada ki zulmün sona erdirilmesini sağlamak bir ahde vefa borcumuzdur.Dış politika çizgimiz ne yazık ki Batıya o denli bağlıdır ki Doğuyla ilgilenmemize hatta doğuya dönmemize bile müsaade etmemektedir.Doğu ile olan kısmi ilişkiler ise Türk Dünyası’ndan kopuk, daha çok Arap Dünyası’yla olan ekonomi ve petrol ilişkilerine bağlıdır.Filistin ile sınırlı olan doğu anlayışımız Türkistan’a gidecek kadar samimi ve cesur değildir.Yıllarca ‘aman biz daha kendimizi kurtaramadık açımızı doyuramadık maceraya gerek yok’ cevaplarının ilgisizliğinde kalan ve sanki ülkemizle ilgilenmek dışarıyla ilgilenmemekle olur saçmalığına bağlanan bu dış Türk ilgisizliği ,savunanları çoğu kez Türkçü Turancı ve kafatasçı yapmıştır.Türk gencini ve öğrencisini gerçekçi dış politika diyerek 50 yıldır AB ye odaklayan ve sonuç alamayan zihniyet,bu zamanı Orta Asya ve Türk coğrafyalarına ayırsa idi şuan petrol ve doğal gaz gibi en çok dışa bağımlı olduğumuz kaynakları sorunsuz alacak,sağlam bir Dış güç desteği olacak,hiç birini yapamasa da tarihe karşı olan sorumluluğunu yerine getirecek ve belki de daha az masum soydaşımızın ölmesine neden olacaktı.Ülkemizden çok daha sağlam bir dış politika çizgisi olduğu kesin olan Rusya ve Çin’in neden o coğrafyayı ısrarla bırakmadığı ve tüm insani değerleri karşısına alarak milyonlarca Türk’ü neden ısrarla yok ettiğini düşünen her beyin fazla zorlanmadan o bölgenin gelecek yüzyılda da zenginlik kaynağı olduğu sebebine bağlayacaktır.İç siyasette kullanılamayacak kadar uzak görüldüğünden midir yoksa zihnimizde bir Avrupalı kadar sıcak yer edinemediğinden midir bilinmez ama Doğu Türkistan’ın günümüze kadar dışlanan acısı hepimizin sorunudur.Filistin de ki duyarlılığımızın çok daha azını-çok daha fazlasını hak etse de- Doğu Türkistan’a göstersek meselenin dünyanın gündeminde daha fazla olacağı kesindir.Ağıtlar yakın ,gemiler gönderin,filimler çekin demiyorum haşa ama en azından insanımızın haberi olması ve dua etmesi için bir çaba gösterin.Tüm dünyanın gözüne sokarcasına yaşanan Urumçi katliamının bile bir iki günle sınırlı gösterimi,siyasetçilerimizin ise basından çok daha hızlı söylemlerini azaltması, sonra tamamen unutması insanımızda oluşan merakın yada tepkinin hızla yok olmasına sebep olmuştur.Hiç bir yönüyle kültürümüzde ortak bir payda bulamayan devletlerin  politikalarına ve planlarına eş başkan olan siyasetçilerimiz tamamen milli bir dış siyaseti ne zaman oluşturacaklardır.Doğu Türkistan şu satırların yazıldığı saatlerde bile evlerine girecek Çin polisinin kimleri hangi sebeple alacaklarını ve hangi Çin işkencesine maruz kalacaklarını düşünmektedirler.Öldürmekle bitiremeyeceğini anlayan Çin zorunlu kürtajla Türk insanı üzerinde Nazileri bile kıskandıracak yöntemler uygulamaktadır.İdeolojilerinde halkların kardeşliği ve sınıfsız toplum temellerini işleyen her iki faşist güç (SSCB,Çin) uyguladıkları insanlık suçlarını hangi devlet ideolojisine yada dine sığdırmaktadırlar.Bunlara sessiz kalanlar hangi Avrupa yasasını yada hangi muhafazakar siyasetlerini gerekçe göstermektedirler.      

        Doğu Türkistan biz Türkler için her katliamda hatırlanacak uzak bi diyar değildir.Gitmesek te sıcaklığını ve havasını içimizde duyduğumuz, damarlarımızda akıttığımız ,insanını kardeşimizden daha uzak görmediğimiz öz vatanımızdır.Tarihin sorumluluğu ve kültürümüz emri ile Doğu Türkistan’a sarılmak,ölen her Türkün ve Müslüman‘ın kabrini gönlümüzde bulmak her Türkün vazifesidir.Türklük bilinci ;siyasetin ve basının seyyar kıblelerinde namaza durmayan,kıblesi, Kabe’si , dili ve kültürü bir olan imanın ürünüdür.Rabbim Türk milletini; hangi ideolojiyle gelirse gelsin uğrayacağı tüm kötülüklerden korusun..                         

 

Murat Çıtak….Tarih Öğretmeni.



3314 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

REKLAM
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam10
Toplam Ziyaret81979